İnternetin hayatımıza girişiyle birlikte adeta dünyanın dönüş hızı arttı. Gün içerisinde istediğimiz/istemediğimiz tonlarca bilgiye maruz kalıyor ve bu maruz kalma bizi tarihin sayfalarından bir miktar uzaklaştırıyor. Aslında eski Liverpool kaptanı Jaime Carragher bu maçı “Premier Lig tarihinin en iyi rekabeti” olarak nitelendirmesinin temelinde yatan sebeplerden birinin bu olduğu düşüncesindeyim. Bu cümleyi kurdurabilecek diğer faktörler olan; İki takımın oyunundan, büyüklüğünden, son beş sene içinde oluşan amansız rekabetinden, teknik direktörlerinin oyuna yönelik fikirlerinden bu yazıda bahsetmeyi düşünmüyorum. Eğer bu yazıyı okuyorsanız, bunlar hakkında ciddi bilgi ve düşünceye sahip olduğunuz kanısındayım.

Artık lafı daha fazla uzatmadan maçın kısa bir analizi ve bundan sonra neler olabileceğine dair ufak tefek kahinlikler yapmaya başlayalım. 10 Nisan 2022 tarihinde Etihad Stadium’da sergilenen bu gösteri için iki takımda ideal 11’ine yakın bir kadro sahaya sürerek izleyenlere ciddi bir sürpriz yaşatmıştır. Malum Kloop ve Guardiola birbirlerine karşı beklenmeyeni yaparak, oyun üzerinde olan dengeyi bozma eğilimi göstermeyi pek bir severler. Bu ideal 11 olayını sanırım biz izleyiciler dahil kimse beklemiyordu. Bu iki figürün 2010’lu yılları bu denli etkilemesi, kendi aralarında oluşturduğu rekabetin etkisi ve üzerimizde yarattığı algı, aslında sıradanı bile bize sıra dışı olarak kabul etmemize sebebiyet veriyor ve sanırım kimse bundan şikayet etmiyor. Maçın ilk dakikalarından itibaren yüksek tempolu yapı, sezonun ilk yarısında oynanan maçı aratmayacağı düşüncesini bize vermeyi başardı. Henüz 5. dakikada Kevin De Bruyne’nin güzel şutunda Matip’in bacağına çarpıp gol olan pozisyonda, maçı mutlak kazanmak zorunda olan Liverpool taraftarlarını düşünceli bir noktaya sürüklese bile, 13. dk itibariyle Jota’nın attığı gol oyun anlamında olmasa bile, skor anlamında maça eşitliği getirdi. Maçın ilk yarısında özellikle Salah ve Trent Alexander-Arnold'un defansif zafiyetini değerlendirmek adına, sol kanttan uzun toplarla arkaya sarkarak gol bulmaya çalışan City, sadece bununla bile 5 tane ciddi pozisyon yakaladı. İlk yarısı Gabriel Jesus’un golüyle 2-1 biten maçın, City için yapılan planların işlediği ancak Liverpool için biraz kaos ve hafif çaresizliği olarak özetlemek sanırım yanlış olmayacaktır.
2. yarıya City’nin rahat oyun kurmasını engellemek adına çok daha ciddi bir baskıyla başlayan Liverpool, 45. dk dolmadan Salah’ın harika pasını golle sonuçlandıran Mane sayesinde skorda eşitliği sağladı. İkinci yarının ilk 15 dk’si boyunca oyunda dengeyi sağlayan ve rüzgarı arkasına alan Liverpool defans hattını iyice öne çıkartmasıyla birlikte City’nin uzun top oyunu için gerekli ortamı sağladı. 63. dk'de ofsayt gerekçesiyle sayılmayan gol ve sonrası City tekrar oyunun yönetimini ele aldı. Özellikle Mahrez oyuna girdikten sonra ciddi iki gol girişiminden sonuç alamadı ve maç 2-2 bitti. Etihad’a galibiyet için gelen Liverpool, oyunun geldiği noktada buradan çıkan 1 puan için üzüldüğünü düşünmüyorum.
SON 7 MAÇ

Gelelim kalan 7 maçlık periyodda neler yaşanabileceğine. Malumunuz Liverpool, bu süreçte çok formda olmasalar bile tarihsel iki rakibiyle (Manchester United-Everton) ve Tottenham’la karşılaşacak. Bu maçların ismi kadar zor geçeceğini düşünmesem bile, özellikle Şampiyonlar ligi ve FA Cup fikstürünü bunlara eklersek buradan çıkabilecek bir puan kaybı kimse için şaşırtıcı olmayacaktır. Yarı final rakibi belli olmasa bile, bu saatten sonra herhangi bir şans kurası çekilemeyecek aşamada olan Liverpool ve Manchester City, bu zorlu periyodda beklentinin aksine puan kayıpları yaşamaları çok olası. Yıllardır Şampiyonlar ligi üzerinden eleştirilen Guardiola iki kulvarda da başarı sağlama arzusuna rağmen bir tercih durumunda Şampiyonlar ligini tercih edecektir. Hem taraftar, hem City Group yatırımcıları bu tercihten rahatsız olmayacaktır. Herkesin artık lig bitti bu saatten sonra kimse puan kaybetmez demesine aldanmayın, gerçekten ilginç günler kapıda.

Artık lafı daha fazla uzatmadan maçın kısa bir analizi ve bundan sonra neler olabileceğine dair ufak tefek kahinlikler yapmaya başlayalım. 10 Nisan 2022 tarihinde Etihad Stadium’da sergilenen bu gösteri için iki takımda ideal 11’ine yakın bir kadro sahaya sürerek izleyenlere ciddi bir sürpriz yaşatmıştır. Malum Kloop ve Guardiola birbirlerine karşı beklenmeyeni yaparak, oyun üzerinde olan dengeyi bozma eğilimi göstermeyi pek bir severler. Bu ideal 11 olayını sanırım biz izleyiciler dahil kimse beklemiyordu. Bu iki figürün 2010’lu yılları bu denli etkilemesi, kendi aralarında oluşturduğu rekabetin etkisi ve üzerimizde yarattığı algı, aslında sıradanı bile bize sıra dışı olarak kabul etmemize sebebiyet veriyor ve sanırım kimse bundan şikayet etmiyor. Maçın ilk dakikalarından itibaren yüksek tempolu yapı, sezonun ilk yarısında oynanan maçı aratmayacağı düşüncesini bize vermeyi başardı. Henüz 5. dakikada Kevin De Bruyne’nin güzel şutunda Matip’in bacağına çarpıp gol olan pozisyonda, maçı mutlak kazanmak zorunda olan Liverpool taraftarlarını düşünceli bir noktaya sürüklese bile, 13. dk itibariyle Jota’nın attığı gol oyun anlamında olmasa bile, skor anlamında maça eşitliği getirdi. Maçın ilk yarısında özellikle Salah ve Trent Alexander-Arnold'un defansif zafiyetini değerlendirmek adına, sol kanttan uzun toplarla arkaya sarkarak gol bulmaya çalışan City, sadece bununla bile 5 tane ciddi pozisyon yakaladı. İlk yarısı Gabriel Jesus’un golüyle 2-1 biten maçın, City için yapılan planların işlediği ancak Liverpool için biraz kaos ve hafif çaresizliği olarak özetlemek sanırım yanlış olmayacaktır.
2. yarıya City’nin rahat oyun kurmasını engellemek adına çok daha ciddi bir baskıyla başlayan Liverpool, 45. dk dolmadan Salah’ın harika pasını golle sonuçlandıran Mane sayesinde skorda eşitliği sağladı. İkinci yarının ilk 15 dk’si boyunca oyunda dengeyi sağlayan ve rüzgarı arkasına alan Liverpool defans hattını iyice öne çıkartmasıyla birlikte City’nin uzun top oyunu için gerekli ortamı sağladı. 63. dk'de ofsayt gerekçesiyle sayılmayan gol ve sonrası City tekrar oyunun yönetimini ele aldı. Özellikle Mahrez oyuna girdikten sonra ciddi iki gol girişiminden sonuç alamadı ve maç 2-2 bitti. Etihad’a galibiyet için gelen Liverpool, oyunun geldiği noktada buradan çıkan 1 puan için üzüldüğünü düşünmüyorum.
SON 7 MAÇ

Gelelim kalan 7 maçlık periyodda neler yaşanabileceğine. Malumunuz Liverpool, bu süreçte çok formda olmasalar bile tarihsel iki rakibiyle (Manchester United-Everton) ve Tottenham’la karşılaşacak. Bu maçların ismi kadar zor geçeceğini düşünmesem bile, özellikle Şampiyonlar ligi ve FA Cup fikstürünü bunlara eklersek buradan çıkabilecek bir puan kaybı kimse için şaşırtıcı olmayacaktır. Yarı final rakibi belli olmasa bile, bu saatten sonra herhangi bir şans kurası çekilemeyecek aşamada olan Liverpool ve Manchester City, bu zorlu periyodda beklentinin aksine puan kayıpları yaşamaları çok olası. Yıllardır Şampiyonlar ligi üzerinden eleştirilen Guardiola iki kulvarda da başarı sağlama arzusuna rağmen bir tercih durumunda Şampiyonlar ligini tercih edecektir. Hem taraftar, hem City Group yatırımcıları bu tercihten rahatsız olmayacaktır. Herkesin artık lig bitti bu saatten sonra kimse puan kaybetmez demesine aldanmayın, gerçekten ilginç günler kapıda.